Buca Cezaevi Planlarıyla İlgili Bilirkişi Raporu Olumsuz Geldi!
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yıkılan Buca Cezaevi alanını kapsayan planlarla ilgili açılan davada bilirkişi raporu ortaya çıktı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yıkılan Buca Cezaevi alanını kapsayan planlarla ilgili açılan davada bilirkişi raporu ortaya çıktı. Raporda, “Rezerv yapı alanı belirlenmesine ilişkin işlemin planlama esasları, şehircilik ilkeleri, plan bütünlüğü İzmir Büyükşehir Belediyesi; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hazırladığı Buca Cezaevi planına itiraz etti.
Buca Belediyesi de davaya müdahil olarak katıldı. Belediye; alanın rezerv alan ilan edilmesinin yanlş olduğunu, planların kamu yararına aykırı olduğunu iddia etti. İzmir 6. İdare Mahkemesi konuyla ilgili bilirkişiden rapor istedi. DEÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümünden Prof. Dr. Mert Çubukçu, Prof. Dr. Şebnem Gökçen, Ör.Gör. Dr. Levent Ünverdi raporu mahkemeye iletti.
ÇARPICI TESPİTLER
Raporda şu görüşlere yer verildi:
“İzmir ili, Buca ilçesi, İnönü Mahallesi'nde bulunan 673 ada, 12, 101, 166,171,172, 173, 175, 177, 190, 202, 213, 222 sayılı parselier ile 7229 ada 27 ve 28 sayılı parselleri ve 7240 ada 1, 2, 3, 31 ve 32 sayılı parselleri kapsayan alanın (Buca Cezaevi Alanı dahil) 6306 sayılı Kanun'un 2. Maddesi uyarınca "Rezerv Yapı Alanı" olarak belirlenmesine ilişkin 04.08.2020 tarih ve 163086 sayılı Bakanlık Olur'unun iptali istemiyle Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na karşı açılan davaya ilişkin olarak, Bilirkişi Heyetimiz.
Dava konusu parsellere yönelik "Rezerv Yapı Alanı Gerekçe Raporu'nun 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği'nin 4. maddesinin 1nci fıkrasının (c) bendi hükümlerine uyarlık göstermediği hususu dikkate alındığında, dava konusu parsellerin Rezerv Yapı Alanı kapsamına alınmasına dair "Rezerv Yapı Alanı Gerekçe Raporu'nun mevzuat hükümleri ile tarif edilen teknik ve nesnel tespitlerden yoksun olduğu,
Dönüşüm projeleri özel hesabına gelir elde etmek amacıyla dava konusu parsellerin tamamının Rezerv Yapı Alanı olarak statü değişikliğine konu edilmesinin uygunluğunun değerlendirilebilmesi için plan değişiklikleri ile öngörülen karar ve hükümlerin yürürlükteki imar planı kararlarının bütünlüğünü bozucu olmaması ve 6306 sayılı yasanın amaç çerçevesini oluşturan fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini oluşturmak hedefi ile çelişmemesi gerektiği; Riskli alan veya rezerv alan ilan edilmiş olup 6308 sayılı Kanun kapsamında bulunan alanlarda alanların özellikleri gereği kentsel sosyal ve teknik altyapı standartları plan kararları ile belirlenebildiği, ancak her durumda plan ve plan değişiklikleri kararlarında 6306 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliği'nde belirtilen amaçlara uygun olarak donatı standartlarının iyileştirilmesinin esas olduğu,
Dava konusu alanda muhtelif parsellerin konumlandığı alan geçmiş süreçten bu yana kamusal bir işleve ayrılmış olup, ilçede konumsal olarak merkezi bir noktada yer aldığı, söz konusu alanda Rezerv Yapı Alanı ilanı ile 6306 sayılı Yasa amaç ve hedef çerçevesine uygun olarak yürürlükteki imar planı kararlanını iyileştirici ve kamusal hedefleri ön plana çıkarıcı işlevlerin planlanması potansiyeli bulunduğu; bu alanın Buca ilçesinin ve İzmir genelinin kamusal alan ihtiyacını karşılamak için uygun büyüklük ve yer seçimine sahip bir alan olduğu ve kamusal bir kullanımın özel mülkiyete konu kullanımlara ayrılmasının planlama esasla ve ilkeleri aykırı olacağı; bu alandaki rezerv Yapı Alanı ilanının da yürürlükteki imar planı kararların: 6306 sayılı Yasa hedeflerine uygun olarak yönlendirici bir işlev görmesinin mümkün olduğu; 6306 sayılı yasa hükümleri içerisinde gelir getirici amaçlar yerine, kamusal işlevlerin odağa alındığı sakınım planlaması ilkelerinin vurgulanabileceği; alanın özellikle son yaşanan deprem sonrası gelir getirici hedeflerden ziyade, kentsel yaşanabilirlik ve sakınım planlaması hedefleri ile ele alınarak kamusal kullanımlara ayrılmasının daha öncelikli olduğu,
Dava konusu parsellere ilişkin tüm plan kararları birlikte değerlendirildiğinde, planların kademeli birlikteliği açısından farklı ölçeklerdeki planlarda alt ölçek - üst ölçek uyumunun bulunduğu; dava konusu muhtelif parsellerin Rezerv Yapı Alanı olarak ilanının bu planlı alan içerisindeki rolünün salt kentsel dönüşüm uygulamalarına gelir amaçlı olarak değerlendirilmek istendiği; nitekim, dava konusu parseller üst ölçekli planlarda Kentsel Yerleşik Alan ve alt ölçekli imar planlanında ise ticaret, eğitim, yeşil alan ve belediye hizmet alanı olarak planlanmış bir alanda konumlanmakta olup, Rezerv Yapı Alanı ilanı kararının üst ölçekli planın temel ilke ve hedefleri ile çelişmediği, üst ölçekli plan kararları bütünlüğünü bozucu olmadığı söylenebilecek ise de, dava konusu Rezerv Yapı Alanı karanna ilişkin gözlemsel verilere dayalı olması gereken "Gerekçe Raporu'nda:
*parsellere özel herhangi bir irdeleme yapılmamış olduğu, o Parsellerin kamusa! kullanım geçmişi doğrultusunda ilçe içerisindeki kamusal alanlar bütünlüğünün Rezerv Alan ilanı sonrası ne yönde değiştirilebileceğine dair hususları alanın potansiyelleri ve açmazları temelinde irdelenmediği,
*Yürürlükteki plan kararlarının 6306 sayılı Kanun amaç ve hedef çerçevesi ile ne şekilde örtüştüğü ve yürürlükteki planların bütünlüğünü bozmadan yasa amacında vurgulanan "fen ve sanat norm ve standartlanna uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair" ne tür özelliklere sahip olduğu hususlarının tespit edilmediği, dolayısıyla rezerv yapı alan kararının gerekçelerinin yürürlükteki imar planları bütünlüğü üzerindeki etkiler temelinde sorgulanmadı anlaşılmıştır.
Hükümlerine uyarlık göstermediği ve mevzuat hükümleri ile tarif edilen ve planlama süreçlerini de yönlendirecek teknik ve nesnel tespitlerden yoksun olduğu kanaatine varılmış olması nedeniyle, dava konusu muhtelif parsellere yönelik Rezerv Yapı Alanı kararının planlama esasları ve imar mevzuatına uygun olmadığı; Rezerv yapı alanı belirlenmesine ilişkin işlemin planlama esasları, şehircilik ilkeleri, plan bütünlüğü ve kamu yararına uygun olmadığı kanaatine varılmıştır” denildi.