Prof. Dr. Kamil Yılmaz: Ayakta duran kentler için ayakta duran kurumlar
“Yüzüncü yılda deprem olması bizim için bir uyarı. Şehirlerimizi yeniden yapılandırmamız lazım. Ama ayakta duran kentler için ayakta duran kurumlara ihtiyacımız var”
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi'nin dördüncü gününde konuşan Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi iktisatçı Prof. Dr. Kamil Yılmaz, “Depreme Hazırlıksız Yakalanmanın Ekonomik boyutu” başlıklı bir sunum yaptı.
Kamil Yılmaz, “Deprem büyük bir yıkıma ve can kaybına yol açtı. Biz 1999 depremini yaşadık ama unuttuk. Yüzüncü yılımızda tekrar kendisini hatırlatan bir deprem yaşadık. Türkiye’nin yüzde 70’i deprem bölgesinde yaşıyor. Bu şehirlerimizi, bölgelerimizi yeniden kurmak zorundayız. Aceleye getirmeden, dayanıklı, çağdaş kentler kurmak zorundayız” diye konuştu.
Yeni yüzyılın ilk projesi çağdaş kentler yaratmak
6 Şubat depremin ilk gününden itibaren hasar tespit çalışmalarıyla rapor hazırlayan Yılmaz, maliyet açıklaması yaptı. Yılmaz, “Bu bölgeyi biz yeniden kurmak zorundayız. Ama iki ay sonraki seçim için hemen '300 bin inşaat yapacağız' deyip onu avantaja çevirmek için değil.
Bu bölgeyi nerede kuracağımıza dair bilimle çağdaş kentler yaratmak zorundayız. Bu bölgeyi Türkiye için bir çekim merkezi yapmak zorundayız. Çünkü biz Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlere sıkışmış durumdayız. Yeni yüzyılın en önemli, ilk projesi bu olabilir. Nüfus yoğunluğunu azaltıp, bu kentleri yeniden yapılandırabiliriz” ifadelerini kullandı.
“İmar rantının vergilendirilmesi gerekiyor”
Birden fazla konut sahibi olanların daha fazla vergi vermesi gerektiğine işaret eden Yılmaz, şunları söyledi: “Şu an ki yapı stokumuz bizlere yeter. Kentlerimizi yaşanılmaz kentlere dönüştürüyoruz. Refah böyle artmıyor. Refah daha fazla binayla, kira gelirleriyle artmıyor. Türkiye’nin yeni yüzyılında imar rantının kesinlikle vergilendirilmesi gerekiyor.
Fazlasıyla vergilendirilmesi gerekiyor ki biz yeni çağdaş kentleri kuralım. Deprem vergilerini kullandığı gibi AK Parti’nin, 38 milyar dolar ne oldu bunun hesabı verilmedi. Bunun hesabı verilmek zorunda. Daha fazla konut sahibi olanların daha fazla vergi vermesi gerekiyor. Konut bir ihtiyaç ama bir kişinin on tane konutu olduğunda bu bir servete dönüşüyor.
Ben servet düşmanı değilim ama kentlerin düzenleyici kurallarla düzenlenmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Yüzüncü yılda deprem olması bizim için bir uyarı”
Yaptığı çalışmalarla depremin 104 milyar 800 milyon dolarlık bir maliyetinin olduğunu ifade eden Yılmaz, demografik ve ekonomik göstergelerle İstanbul’da ve İzmir’de olabilecek depremlerin ülke ekonomisinde ağır bir çöküntü yaratacağını söyledi. Yılmaz, “Yüzüncü yılda deprem olması bizim için bir uyarı.
Bu kongrede bunun tartışılıyor olması, çok kıymetli. Günlerdir burada yapılan tartışmalar bize şunu gösteriyor, depremle şehirlerimizi yeniden yapılandırarak yeni bir yola girebiliriz. Kahramanmaraş depremi bize yeniden düşünme fırsatı veriyor. O bölgeyi doğayla uyumlu bir şekilde ayağa kaldırırsak diğer kentlere de örnek olabilir. Ama biz bunu yanlış yerlere yaparsak, tarım arazilerine yaparsak başaramayız.
Bilim insanlarının kesinlikle dinlenmesi lazım. Bunun için çok geç kalabiliriz ama kolları sıvamalıyız. Deprem kadar önemli bir konu daha var. Bizim ayakta duran kentler için ayakta duran kurumlara ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.