Yenidoğan Çetesi: Bebeklere Pasif Ötenazi Uygulayan Doktorun Şok Eden İtirafları
SGK'yı dolandırmak için bebek ölümlerine neden olan 'Yenidoğan Çetesi' davasında yeni ayrıntılar ortaya çıktı.
Sosyal Güvenlik Kurumu'nu (SGK) dolandırmak amacıyla yeni doğmuş bebekleri ihmal ederek ölüme terk eden "Yenidoğan Çetesi" hakkında yeni detaylar gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. İddianameye göre, çete lideri doktor Fırat Sarı ve yöneticisi İlker Gönen'in, en az 10 bebeğin ölümüne yol açarak haksız kazanç sağladıkları tespit edildi. Gönen’in, kalbi duran bir bebek için hemşirenin hastaneye haber vermesi üzerine "Canlandırmaya gerek yok" dediği ve pasif ötenazi uyguladığı iddiaları raporun en çarpıcı noktalarından biri.
Hazırlanan iddianamede 22'si tutuklu toplam 47 şüpheli hakkında dava açıldı. Çete lideri doktor Fırat Sarı ile yöneticisi İlker Gönen'in, 177 yıl 6 ay ile 582 yıl 9 ay arasında hapis cezası istemiyle yargılanmaları talep ediliyor. Diğer bir örgüt yöneticisi olan Gıyasettin Mert Özdemir’in ise 180 yıl ile 589 yıl 9 ay arasında ceza alması isteniyor. Ayrıca, 'malen sorumlu' bulunan 19 hastane ve bağlı oldukları şirketlerin kapatılarak mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.
Yetersiz Bakım ve İhmaller
Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan raporda, söz konusu hastanelerde bazı bebeklerin yetersiz beslenme ve bakım nedeniyle hayatını kaybettiği vurgulandı. Yeni doğan yoğun bakım servislerinde, zorunlu olarak bulunması gereken doktorların yokluğu dikkat çekti. Örneğin, 26 Kasım 2023'te sağlıklı olarak dünyaya gelen bir bebek, kalp yetmezliği nedeniyle çetenin anlaşmalı olduğu özel bir hastaneye sevk edildi. Ancak, o an hastanede olması gereken şüpheli doktor Dursun Eryılmaz hastanede yoktu ve bebeğe yalnızca hemşire Çağla Durmuş müdahale etti. Bu müdahale gecikmeli olunca bebeğin ölümüne sebep olundu.
Ölüm Raporları ve Gerçeğin Üstü
Raporda, 'Kaya' isimli bebeğin öldüğü gece hastanede doktor ve hemşire bulunmadığı, yalnızca yardımcı hemşirenin olduğu kaydedildi. Ayrıca, 'Havvanur' bebeğin ölüm raporunun yanlış yazıldığı ve doktor İlker Gönen'in, olayı örtbas etmek için ölüm saatini ve nedenini değiştirdiği belirtildi. İlker Gönen’in, 'Kerem' isimli bebeğin yoğun bakımda kalp krizi geçirmesi durumunda hemşireyi arayıp, hastaya canlandırma yapılmasına gerek olmadığını söylemesi de raporda yer aldı.
Hastaneler Arasında Skandal İlişkiler
İddianamede adı geçen hastaneler arasında, eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'na ait olan Özel Avcılar Hospital da bulunuyor. Örgütün, Akabe Sağlık Tesisleri'ne ait özel hastaneler ve diğer sağlık kuruluşları aracılığıyla bebeklerin ölümüne neden olduğu, bu hastanelerde sağlık hizmetlerinin hemşireler tarafından sunulduğu tespit edildi.
Bağcılar Özel Şafak Hastanesi'nin Eylül ayından, Medilife Sağlık Hizmetleri Hastanesi'nin ise Mayıs ayından beri faaliyetlerinin askıya alındığı ifade edildi.
Sağlık Sistemi ve Etik Sorunlar
İstanbul Tabip Odası, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, olayın yalnızca hukuki bir mesele değil, aynı zamanda sağlık sisteminin iflasını gösterdiğini vurguladı. Sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesine yönelik politikaların terk edilmesi gerektiği ve sağlık sisteminin herkes için eşit ve ulaşılabilir bir şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiği belirtildi.
Anne ve Babaların Acıları
Yenidoğan çetesinin eylemleri kamuoyuna yansıdıktan sonra birçok aile, benzer ihmal ve ihmallere dair kendi acılarını paylaştı. Sosyal medyada bir anne, 2020 yılında çocuğunun yoğun bakımda kaybedilmesi sürecinde yaşadığı korkunç deneyimleri anlatarak, “Ben şimdi ne yapayım?” diyerek yaşadığı travmayı dile getirdi.
Bu skandalın etkileri toplumda büyük bir infial yaratırken, ilgili makamların durumu gözden geçirip gerekli adımları atması bekleniyor.