İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer: "Afetlere dirençli şehirler için cesur adımlar atmalıyız"
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) ev sahipliğinde düzenlenen 9. Kentsel ve Bölgesel Araştırmalar Ağı (KBAM) Sempozyumu'nun açılışında konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, afet temasıyla düzenlenen 9. Kentsel ve Bölgesel Araştırmalar Ağı (KBAM) Sempozyumu'nun açılışında konuştu. Soyer, “Depreme, iklim krizine ve afetlere dirençli şehirler inşa etmek istiyorsak, kaybedecek tek bir saniyemiz yok. Şehirlerimizi yaşam ağının ayrılmaz bir parçası olarak geliştirmek için cesur adımlar atmalıyız” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) ev sahipliğinde Kentsel ve Bölgesel Araştırmalar Ağı’nın (KBAM) 9’uncu sempozyumu Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde başladı. 15-17 Aralık tarihlerinde, “Afetlerden Öğrendiklerimiz/Öğrenemediklerimiz: Cumhuriyetin Yüzüncü Yılında Mekânsal Araştırmaların ve Planlamanın Yeri ve İşlevi” temasıyla düzenlenen ve ücretsiz izlenebilecek sempozyumun açılış konuşmalarını İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer, İYTE Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Alper Baba ve İYTE Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fehmi Doğan yaptı.
Sempozyumda akademisyenler, kent plancıları, kent üzerine çalışan araştırmacılar ve öğrenciler bir araya gelerek, açılış ve kapanış oturumları ile eş zamanlı 15 oturum, 3 panel ve bir doktora atölyesine katılacak.
Soyer: “İklim krizi artık hepimizin yaşamını etkiliyor”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Şehirler bizim yuvamızdır. 2007 yılından itibaren dünyamızın şehirlerinde kırsal alanlardan daha fazla insan yaşamaya başladı. 2021'de kentlerde yaşayan insanlar dünya nüfusunun yüzde 56’sını oluşturuyordu. Bu oranın 2050'de yüzde 68'e çıkması bekleniyor. Yazık ki şehirlerin ekosistemle bağları koptukça, dünyadaki yaşamın büyük bir yıkımla karşılaştığını acı bir şekilde öğreniyoruz. İklim krizi artık hepimizin yaşamını etkiliyor. Umutlarımızla birlikte biyolojik çeşitliliği ve yaşam alanlarımızı da kaybediyoruz. Yaşadığımız felaketler, depremler, seller, orman yangınları... Diğer yandan tüm alışkanlıklarımızı değiştiren COVID 19 pandemisi gibi küresel salgınlar... Yuvamızı, yeni şehirlerimizi bu felaketler karşısında herkesin can güvenliğini koruyarak geliştirmek zorundayız. Kentsel Bölgesel Araştırma Ağı işte bu yüzden çok değerli bir yapı. Depremlerde evlerin yıkılmadığı, her yağmurda sular altında kalmayan, afetlere dirençli şehirleri ancak böyle ağlara kulak vererek kurabiliriz” diye konuştu.
“Cesur adımlar atmalıyız”
Eylül 2021'de UCLG Kültür Zirvesi'ni düzenlediklerini ve döngüsel kültür kavramını ortaya koyduklarını hatırlatan Başkan Soyer, “Depreme, iklim krizine ve afetlere dirençli şehirler inşa etmek istiyorsak, kaybedecek tek bir saniyemiz yok. Şehirlerimizi yaşam ağının ayrılmaz bir parçası olarak geliştirmek için cesur adımlar atmalıyız. Biz İzmir’de bu adımları 'döngüsel şehircilik' olarak tanımladık. Biz İzmir’de şunu söylüyoruz. 'Başka bir şehircilik mümkün, Başka bir kent planlaması mümkün'. İşte bu bakış açımızı somut bir strateji olarak hayata geçirmek niyetiyle İzmir Planlama Ajansı’nı kurduk. Bizim İzmir’deki en temel meselemiz güvenli, insan onuruna yakışır bir yaşamı herkes için mümkün kılmak. Başka bir dünyanın, başka bir yaşamın, başka bir şehirciliğin temellerini atmak. geleceğin şehirleri unutan değil, hatırlayan şehirler olmak zorunda” diye konuştu.
Baba: “İyi planlama yapmak lazım”
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Alper Baba, “Son dönemde inanılmaz taşkınlar oluşuyor, doğal afetler başladı. Anadolu plakası yer kabuğu açısından çok aktif. İyi bir planlama gerekiyor. Planlama, birlikte çalışma, mevcut verilerin analizi çok önemli. Kamu kurumlarının sahip çıkması gerekiyor. İzmir'de ciddi kaynaklar ayrılmış. Taşkınlar da depremler de göreceğiz. İyi planlama yapmak lazım” dedi.
Son dönemdeki depremler ve bu bölgelerdeki yapı stokları hakkında konuşan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Mimarlık Fakültesi Dekanı Fehmi Doğan ise, “Konut sektörü kabul edilebilir düzeyde üretim sağlamamaktadır” dedi.