Hamza Dağ: Tunç Soyer, Soruşturmalarda Siyasi Mağduriyet İddiasına Cevap Verdi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e yönelik gündemdeki iddialara ilişkin açıklama yaptı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, Osmanlı İmparatorluğu’nun son padişahı Vahdeddin’e hakaret ettiği ve Seferihisar Belediye Başkanı iken ilçede bulunan Tarihi Rum Kilisesi’ne ait çanın makamlara bildirilmeden Yunan Konsolosluğu’na verildiği iddialarıyla ile ilgili bazı basın organlarında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer hakkında soruşturma açıldığı yönündeki haberlere ilişkin açıklamada bulundu.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Dağ, iki konu hakkında hukuki süreçle ilgili de bilgiler verdi.Dağ şunları söyledi:
Birkaç günden beri bazı basın yayın organlarında 9 Eylül törenlerinde ecdadımıza hakaret ettiği gerekçesiyle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında soruşturma başlatıldığı yönünde haberler yer almaktadır.
İşin özeti şudur. Osmanoğlu ailesinden ve diğer vatandaşlarımızdan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına bu konuyla ilgili suç duyurusunda bulunulmuştur. Başsavcılık’ta İçişleri Bakanlığına Tunç Soyer hakkında araştırma yapılması için talepte bulunmuştur. Talep doğrultusunda İçişleri Bakanlığınca araştırma başlatılmıştır.
Bununla ilgi yazı İzmir Büyükşehir Belediyesine ulaşınca Tunç Soyer ve ekibi tarafından zamanlaması da manidar bir şekilde soruşturma başlatılmış gibi bazı basın organlarına servis edilmiştir.
Yine aynı şekilde bazı basın yayın organlarında İzmir Büyükşehir Belediye başkanı Tunç Soyer’in Seferihisar Belediye Başkanı olduğu dönemde belediye binasının önündeki kilise çanını Yunanistan Konsolosluğuna verdiği iddiasıyla ilgili soruşturma açıldığına ilişkin haberler yer almaktadır.
Bir vatandaşın Seferihisar Kaymakamlığına ısrarlı şikâyeti üzerine bu iddia ile ilgili de İçişleri Bakanlığının soruşturması devam etmektedir. Durum bu kadar açık netken başarısızlığını örtbas etmeye çalışan Tunç Soyer kurultay sürecinde yanlış ata oynamasına müteakip adaylığının tehlikeye girdiğini anlayınca bu iki olaydan da siyasi mağduriyet çıkarmaya çalışmaktadır. Bu hal ve davranışlar daha önceden tecrübe ettiğimiz gibi Cumhuriyet Halk Partisi siyasetinin tipik bir örneğidir.
Ortada bir soruşturma ve iddianame bile yokken bir bardak suda fırtına koparmaya çalışan Tunç Soyer’e tavsiyemiz İzmir sorunları dağ gibi birikmişken hemşerilerimiz hizmet beklerken, siyasi ayak oyunlarını bir kenara bırakıp son 4 ayında belediye başkanı olarak çalışmasıdır.